İSTANBUL’DA DOLANDIRICILIK AVUKATI

İSTANBUL'DA DOLANDIRICILIK AVUKATI

İSTANBUL’DA DOLANDIRICILIK AVUKATI

İSTANBUL'DA DOLANDIRICILIK AVUKATI

İstanbul’da dolandırıcılık avukatı, bu karmaşık hukuki süreçlerde müvekkillerine kritik bir rehberlik sunar. Dolandırıcılık suçu mağdurları için hak arayışında, sanıklar için ise adil bir savunma sürecinde avukatın bilgi ve deneyimi büyük önem taşır. İstanbul gibi büyük bir şehirde, bu alanda uzmanlaşmış bir avukat, hukuki süreçlerin etkin ve hızlı bir şekilde yürütülmesini sağlar.

Dolandırıcılık

Madde 157- (1) Hileli davranışlarla bir kimseyi aldatıp, onun veya başkasının zararına olarak, kendisine veya başkasına bir yarar sağlayan kişiye bir yıldan beş yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adlî para cezası verilir.

 

Nitelikli dolandırıcılık

Madde 158- (1) Dolandırıcılık suçunun;

  1. a) Dinî inanç ve duyguların istismar edilmesi suretiyle,
  2. b) Kişinin içinde bulunduğu tehlikeli durum veya zor şartlardan yararlanmak suretiyle,
  3. c) Kişinin algılama yeteneğinin zayıflığından yararlanmak suretiyle,
  4. d) Kamu kurum ve kuruluşlarının, kamu meslek kuruluşlarının, siyasi parti, vakıf veya dernek tüzel kişiliklerinin araç olarak kullanılması suretiyle,
  5. e) Kamu kurum ve kuruluşlarının zararına olarak,
  6. f) Bilişim sistemlerinin, banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle,
  7. g) Basın ve yayın araçlarının sağladığı kolaylıktan yararlanmak suretiyle,
  8. h) Tacir veya şirket yöneticisi olan ya da şirket adına hareket eden kişilerin ticari faaliyetleri sırasında; kooperatif yöneticilerinin kooperatifin faaliyeti kapsamında,
  9. i) Serbest meslek sahibi kişiler tarafından, mesleklerinden dolayı kendilerine duyulan güvenin kötüye kullanılması suretiyle,
  10. j) Banka veya diğer kredi kurumlarınca tahsis edilmemesi gereken bir kredinin açılmasını sağlamak maksadıyla,
  11. k) Sigorta bedelini almak maksadıyla,
  12. l) (Ek: 24/11/2016-6763/14 md.) Kişinin, kendisini kamu görevlisi veya banka, sigorta ya da kredi kurumlarının çalışanı olarak tanıtması veya bu kurum ve kuruluşlarla ilişkili olduğunu söylemesi suretiyle,

İşlenmesi halinde, üç yıldan on yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adlî para cezasına hükmolunur. (Ek cümle: 29/6/2005 – 5377/19 md.; Değişik: 3/4/2013-6456/40 md.) Ancak, (e), (f), (j), (k) ve (l) bentlerinde sayılan hâllerde hapis cezasının alt sınırı dört yıldan, adli para cezasının miktarı suçtan elde edilen menfaatin iki katından az olamaz.[70]

(2) Kamu görevlileriyle ilişkisinin olduğundan, onlar nezdinde hatırı sayıldığından bahisle ve belli bir işin gördürüleceği vaadiyle aldatarak, başkasından menfaat temin eden kişi, yukarıdaki fıkra hükmüne göre cezalandırılır.

(3) (Ek fıkra: 24/11/2016-6763/14 md.) Bu madde ile 157 nci maddede yer alan suçların, üç veya daha fazla kişi tarafından birlikte işlenmesi hâlinde verilecek ceza yarı oranında; suç işlemek için teşkil edilmiş bir örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenmesi hâlinde verilecek ceza bir kat artırılır.

 

 

Dolandırıcılık Suçunda Hukuki Süreç

Dolandırıcılık suçuyla ilgili hukuki sürecin ilk ve en önemli basamağı soruşturma aşamasıdır. Bu evre, suçun aydınlatılması, delillerin toplanması ve şüphelilerin belirlenmesi amacıyla yetkili merciler tarafından yürütülen kapsamlı işlemleri içerir. Bu süreçte dikkat edilmesi gereken temel noktalar şunlardır:

 

Şikayet ve İhbar: Sürecin Başlangıcı

Şikayet, mağdurun doğrudan kendisine karşı işlenen haksız eylemleri yasal makamlara bildirmesidir. İhbar ise, suçla doğrudan ilgisi olmayan ancak toplumsal duyarlılık gösteren kişilerin gördükleri veya öğrendikleri suçları yetkili mercilere bildirmesidir.

Dolandırıcılık suçunun temel ve nitelikli halleri kural olarak şikayete bağlı değildir. Bu, savcılığın suça ilişkin bir şüpheyi öğrenir öğrenmez kendiliğinden soruşturma başlatması gerektiği anlamına gelir. Ancak, suçun bir hukuki ilişkiye dayanan alacağı tahsil amacıyla işlenmesi gibi istisnai durumlarda, soruşturmanın başlaması için mağdurun şikayeti şarttır. Bu durumda mağdur, eylemi öğrendikten itibaren 6 ay içinde şikayetini bildirmelidir.

Şikayete bağlı bir durumda mağdur, yargılamanın her aşamasında şikayetinden vazgeçebilir. Soruşturma aşamasında vazgeçilirse, savcı kovuşturmaya yer olmadığı (KYOK) kararı verir. Kovuşturma aşamasında vazgeçilirse, mahkeme davanın düşmesine karar verir. Unutulmamalıdır ki, dolandırıcılık suçuna ilişkin şikayetlerin usul ve içerik açısından titizlikle hazırlanması büyük önem taşır.

 

Gözaltı

Gözaltı, soruşturma işlemlerinin hızlıca tamamlanabilmesi için şüphelinin kısa süreliğine nezarethanede tutulmasıdır. Şüphelinin suçu işlediğine dair belirli göstergelerin bulunması halinde gözaltı kararı verilebilir.

Dolandırıcılık suçundan dolayı şüphelinin gözaltına alınması mümkündür. Gözaltı süresi 24 saati geçemez. Ancak suçun birden fazla kişi tarafından toplu olarak işlenmesi halinde, bu süre her seferinde 1 günü geçmemek üzere toplamda 3 güne kadar uzatılabilir. Şüphelinin kendisi, avukatı, eşi, ebeveynleri veya çocukları, gözaltı kararının haksız olduğunu düşündüklerinde Sulh Ceza Hakimliğine itirazda bulunabilirler.

 

Delillerin Toplanması

Deliller, şikayet veya ihbar konusu eylemlerin aydınlatılmasını sağlayan somut bulgulardır. Savcı, hem soruşturma hem de kovuşturma aşamasında delil toplama yükümlülüğündedir.

Dolandırıcılık suçuna ilişkin olarak toplandığında büyük önem taşıyan delillere örnek olarak; SMS kayıtları, telefon görüşme kayıtları, banka hesap dökümleri, kamera kayıtları, video-ses kayıtları ve çeşitli belgeler gösterilebilir. Toplanan delillerin olaya uygun, somut ve akla yatkın olması gerekir. Bu nitelikleri taşımayan veya hukuka aykırı yollarla elde edilen deliller, mahkeme tarafından hükme esas alınmaz.

Yargılamanın tarafsızlığı ilkesi gereğince, savcı hem şüphelinin lehine hem de aleyhine olan delilleri toplamakla yükümlüdür. Şüpheli, aleyhine delillerin toplandığını düşündüğünde, yargılamanın her aşamasında kendi lehine olan delillerin de toplanmasını talep edebilir.

 

İfade ve Sorgu

İfade, şüphelinin olaya ilişkin beyanlarının savcı veya kolluk kuvvetleri tarafından alınmasıdır. Sorgu ise, aynı beyanların mahkeme veya hakim tarafından dinlenmesidir. İşleyiş açısından benzer süreçlerdir.

İfade sürecinde şüpheliye öncelikle bir çağrı kağıdı gönderilir. Bu kağıtta suç isnadı, ifade vermesi gereken yer ve zaman belirtilir; aksi takdirde zorla getirileceği uyarısı yapılır. Şüphelinin kimlik bilgileri doğrulandıktan sonra, kendisine yöneltilen suçlama ve sahip olduğu yasal haklar (avukat talep etme, yakınlarına haber verme, delil toplanmasını isteme, susma hakkı vb.) açıklanır.

İfade verme sürecinde şüphelinin beyanları kendi özgür iradesine dayanmalıdır. İşkence, tehdit veya diğer baskı yöntemleriyle ifade alınması yasaktır. Tüm soru ve cevaplar ifade tutanağına geçirilir ve tutanak, görevli memur, şüpheli ve avukatı tarafından imzalanır. Şüphelinin tutanağı imzalamadan önce dikkatle okuması, eksik veya yanlış beyanların düzeltilmesini sağlaması kritik öneme sahiptir. Bu süreçte suçun unsurlarına hakim bir ceza avukatının bulunması, şüphelinin aleyhine kullanılabilecek ifadelerin ortaya çıkmasını engelleyebilir.

 

Uzlaşma

Uzlaşma, mağdur ve şüphelinin alanında uzman bir uzlaştırmacı aracılığıyla bir araya getirilerek, kovuşturma aşamasına geçilmeden dosyanın kapatılmasını amaçlayan bir kurumdur. Bu, mağdurun zararının hızlıca tazmin edilmesine olanak tanırken, şüphelinin cezasında da indirim sağlayabilir.

Dolandırıcılık suçu kural olarak uzlaşma hükümlerine tabidir. Ancak, cezayı artıran nitelikli hallerden birinin varlığı halinde uzlaşma hükümleri uygulanmaz. Uzlaşma süreci, uzlaştırma bürosu tarafından görevlendirilen bir uzlaştırmacının taraflara teklif formu göndermesiyle başlar. Tarafların 3 gün içinde olumlu yanıt vermemesi, teklifi reddetmiş sayılmalarına neden olur.

Uzlaşmayı kabul eden taraflar, her aşamada bu kararlarından vazgeçebilirler; ancak vazgeçen veya baştan reddeden taraflara tekrar uzlaşma teklifinde bulunulmaz. Uzlaştırma süreci genellikle 30 gün içinde tamamlanır, zorunlu hallerde en fazla iki kez 20 günlük ek süre verilebilir. Tarafların soruşturma aşamasında uzlaşması halinde savcı KYOK kararı verirken, kovuşturma aşamasında uzlaşılırsa mahkeme davanın düşmesine karar verir.

 

Adli Kontrol

Adli kontrol kararı, şüpheli hakkında tutuklama kararı çıkarılmasına neden olabilecek delillerin varlığına rağmen, tutuklama yerine başka kısıtlayıcı tedbirlerin uygulanmasına ilişkin bir karardır. Bu karar, tutuklamanın orantısız olduğu veya tutuklama süresinin dolmasına rağmen şüphelinin serbest bırakılmaması gereken durumlarda verilir.

Dolandırıcılık suçunda şüpheli hakkında adli kontrol tedbirleri uygulanabilir. Adli kontrol kararı en çok 2 yıl süreyle uygulanabilir; ancak zorunlu hallerde mahkeme tarafından 1 yıl daha uzatılabilir. Şüpheli hakkında uygulanabilecek bazı adli kontrol tedbirleri şunlardır:

  • Yurt dışına çıkış yasağı,
  • Elektronik kelepçe takılması,
  • Belirli yerlere gitmeme (örneğin, bankalar veya vergi daireleri),
  • Ev hapsi,
  • Belirli mesleki veya sanatsal faaliyetlerle uğraşma yasağı,
  • Eğitim veya öğretim görme zorunluluğu.

Şüpheli ve avukatı, adli kontrol kararının niteliğine veya süresine karşı, kararın tebliğinden itibaren 7 gün içinde kararı veren mercie itirazda bulunma hakkına sahiptir.

 

Tutukluluk

Tutukluluk, soruşturma aşamasında şüphelinin isnat edilen suçu işlediğine dair yeterli şüphenin varlığı halinde verilen ve kişinin özgürlüğünü kısıtlayan en ağır tedbirdir.

Dolandırıcılık suçunun temel ve cezayı artıran nitelikli hallerinden birinin var olması durumunda şüphelinin tutuklanmasına karar verilebilir. Ancak, alacağı tahsil etmek amacıyla işlenen dolandırıcılık suçlarında öngörülen cezanın üst sınırı 2 yıldan az olduğu için bu tip durumlarda şüphelinin tutuklanmasına karar verilemez (CMK m. 100/4).

Şüphelinin tutuklanmasına karar verilebilmesi için somut olayda şu durumlardan birinin varlığı aranır:

  • Şüphelinin kaçma girişiminde bulunması.
  • Şüphelinin delil karartma ihtimalinin olması.
  • Şüphelinin mağdura karşı baskı yapabilecek gücünün veya etkisinin bulunması veya böyle bir teşebbüste bulunması.

Dolandırıcılık suçunun temel haline ilişkin soruşturma evresinde tutukluluk süresi 1 yılı geçemez, ancak gerekli hallerde 6 ay daha uzatılabilir. Nitelikli dolandırıcılık suçunda tutukluluk süresi ise en çok 2 yıl olarak belirlenebilir ve zorunlu hallerde 3 yıl daha uzatılabilir. Çocuk şüpheliler için tutukluluk süreleri daha kısadır: 15 yaş altı çocuklar için en çok 3 ay; 18 yaş altı çocuklar için en çok 4.5 aydır.

Şüpheli, avukatı, eşi, ebeveyni veya çocukları, tutuklama kararının haksız olduğunu düşündüklerinde veya tutukluluk süresinin dolmasına rağmen tahliye edilmediğinde, kararın verildiği günü takip eden günden itibaren 7 gün içinde kararı veren Sulh Ceza Hakimliğine itiraz edebilirler.

 

Soruşturma Sonucu Verilebilecek Kararlar

Dolandırıcılık suçuna ilişkin soruşturma sonucunda üç farklı karar verilebilir:

  • Soruşturmaya Yer Olmadığı Kararı (SYOK): Şikayet veya ihbarın açıkça genel, soyut ve araştırmaya gerek duyulmayacak nitelikte olduğu durumlarda verilir. Bu kararla soruşturma başlatılmaz ve taraflar şüpheli veya mağdur sıfatını almaz. Örneğin, bir borç ilişkisinde alacağın ödenmemesi durumunun dolandırıcılık olarak şikayet edilmesi halinde SYOK verilebilir. Şikayetçi, SYOK kararının kendisine bildirilmesinden itibaren 15 gün içinde Sulh Ceza Hakimliğine itirazda bulunabilir.
  • Kovuşturmaya Yer Olmadığı Kararı (KYOK): Diğer adıyla “takipsizlik” kararıdır. Soruşturma yürütülen eylemlerin suç teşkil ettiğine veya şüpheli tarafından işlendiğine dair yeterli delil elde edilememesi durumunda verilir. KYOK kararı ile dosya, duruşma yapılmadan soruşturma aşamasında kapatılır. KYOK kararı taraflara tebliğ edilir ve kararın yanlış olduğunu düşünen taraf, bildirimden itibaren 15 gün içinde Sulh Ceza Hakimliğine itiraz edebilir.
  • İddianamenin Düzenlenmesi: Toplanan deliller ve yapılan araştırmalar sonucunda eylemlerin suç teşkil ettiği ve şüpheli tarafından işlendiği tespit edilirse, savcı tarafından bir iddianame hazırlanır ve kamu davası açılır. İddianamenin mahkemece kabul edilmesiyle soruşturma aşaması sona erer ve kovuşturma aşamasına geçilmiş olur.

 

İstanbul’da Bir Dolandırıcılık Avukatının Rolü ve Önemi

Dolandırıcılık suçları, karmaşık yapıları ve ciddi hukuki sonuçları nedeniyle hem mağdurlar hem de şüpheli/sanıklar için oldukça yıpratıcı olabilir. İstanbul gibi büyük ve dinamik bir şehirde, bu tür davalarda uzmanlaşmış bir avukatın desteği, hukuki sürecin doğru yönetilmesi ve adil bir sonuca ulaşılması için hayati önem taşır.

 

Mağdur İçin Avukatın Rolü

Dolandırıcılık mağduru olmak, maddi kayıpların yanı sıra ciddi bir güven sarsıntısı ve manevi yıkım yaratabilir. Bu süreçte bir avukat, sizin adınıza kararlı ve etkili adımlar atarak haklarınızın korunmasını sağlar:

  • Şikayet Dilekçesinin Hazırlanması ve Etkili Sunumu: Hukuki sürecin başlangıcı olan şikayet dilekçesinin, tüm delilleri ve yasal dayanakları içerecek şekilde titizlikle hazırlanması büyük önem taşır. Avukatınız, olayı en doğru ve güçlü şekilde sunarak dosyanın sağlam bir temelle açılmasını sağlar.
  • Delillerin Tespiti, Toplanması ve Korunması: Dolandırıcılık vakalarında deliller, davanın seyrini belirleyen en kritik unsurlardır. Avukatınız, banka kayıtları, dijital yazışmalar, kamera görüntüleri veya tanık beyanları gibi tüm somut delillerin eksiksiz bir şekilde toplanmasına ve hukuka uygun biçimde muhafaza edilmesine yardımcı olur.
  • Soruşturma ve Kovuşturma Aşamalarında Mağdur Haklarının Korunması: Soruşturma (savcılık) ve kovuşturma (mahkeme) süreçlerinde ifade alma, yüzleştirme, delil değerlendirme gibi aşamalarda avukatınız yanınızda olur. Haklarınızın ihlal edilmesini önler, beyanlarınızın doğru kaydedilmesini sağlar ve adil bir yargılamanın gerçekleşmesi için aktif rol oynar.
  • Maddi ve Manevi Zararın Tazmini İçin Hukuki Yollar: Uğradığınız maddi kaybın telafisi ve yaşadığınız manevi acının tazmini için avukatınız, ceza davası sürecinde müdahil olmanın yanı sıra, ayrı bir tazminat davası açarak zararınızın eksiksiz bir şekilde karşılanması için hukuki stratejiler geliştirir.
  • Duruşmalarda Temsil ve Yasal Süreç Boyunca Rehberlik: Mahkeme duruşmaları karmaşık ve stresli olabilir. Avukatınız, tüm duruşmalarda sizi profesyonelce temsil eder, iddialarınızı ve taleplerinizi etkin bir şekilde dile getirir ve yasal sürecin her adımında size rehberlik ederek bilgi akışını sağlar.

 

Şüpheli/Sanık İçin Avukatın Rolü

Dolandırıcılıkla suçlanmak, kişinin itibarı ve özgürlüğü üzerinde ciddi bir tehdit oluşturur. Bu durumda, hakkaniyetli bir savunma ve adil bir yargılama için uzman bir avukatın varlığı elzemdir:

  • Soruşturma Aşamasında İfadeye Hazırlık ve İfade Sırasında Destek: Savcılık veya kolluk birimlerinde verilecek ilk ifadeler, davanın seyrini derinden etkileyebilir. Avukatınız, ifade vermeden önce sizi sürece hazırlar, susma hakkınız başta olmak üzere yasal haklarınız konusunda bilgilendirir ve ifade sırasında yanınızda bulunarak olası hatalı veya aleyhe beyanların önüne geçer.
  • Gözaltı ve Tutuklama Kararlarına İtiraz ve Serbest Kalma Süreçleri: Hakkınızda verilen gözaltı veya tutuklama kararları, özgürlüğünüzü kısıtlayan en ağır tedbirlerdir. Avukatınız, bu kararların hukuki dayanaklarını inceler ve gerekli durumlarda Sulh Ceza Hakimliklerine itirazda bulunarak serbest kalmanız için yasal yolları etkin bir şekilde kullanır.
  • Delillerin Hukuka Uygunluğunun Denetlenmesi ve Savunma Stratejisi Oluşturma: Aleyhinize toplanan tüm delillerin (banka kayıtları, dijital veriler vb.) hukuka uygun yollarla elde edilip edilmediği avukatınız tarafından titizlikle denetlenir. Hukuka aykırı delillere itiraz ederek, güçlü bir savunma stratejisi oluşturur ve lehinize olabilecek tüm argümanları belirler.
  • Savunma Dilekçelerinin Hazırlanması ve Duruşmalarda Etkin Temsil: Mahkeme aşamasında sunulacak yazılı ve sözlü savunmalar davanın sonucunu doğrudan etkiler. Avukatınız, hukuki terimlere uygun, güçlü ve etkili savunma dilekçeleri hazırlar; duruşmalarda sizi temsil ederek iddialarınızı ve taleplerinizi mahkemeye sunar.
  • Etkin Pişmanlık ve Diğer Lehe Hükümlerden Faydalanma Danışmanlığı: Eğer suçun işlendiği sabitse, avukatınız Türk Ceza Kanunu’nda yer alan etkin pişmanlık hükümleri gibi ceza indirimi sağlayabilecek yolları değerlendirir. Zararın ne zaman ve ne şekilde giderilmesi gerektiği konusunda size danışmanlık yaparak en avantajlı durumu elde etmenizi sağlar.
  • İstinaf ve Temyiz Süreçlerinin Yönetilmesi: Yargılama sonucunda aleyhinize bir karar çıkması durumunda, avukatınız kararın hukuki denetimini yapar. Gerekli görürse, karara karşı Bölge Adliye Mahkemesi’ne (istinaf) veya Yargıtay’a (temyiz) başvurarak üst mahkemelerde hak arayışınızı sürdürür.

 

Neden İstanbul’da Yerel Bir Avukat Tercih Edilmeli?

İstanbul’da dolandırıcılık davalarında uzmanlaşmış bir avukatla çalışmak, coğrafi yakınlığın ötesinde önemli avantajlar sunar:

  • Yerel Adliye Pratiklerine Hakimiyet: İstanbul adliyeleri, ülke genelindeki diğer adliyelerden farklı işleyişlere ve pratiklere sahip olabilir. Yerel bir avukat, bu pratikleri yakından tanıdığı için süreci daha etkin yönetebilir ve potansiyel engelleri öngörebilir.
  • İletişim ve Erişilebilirlik: İstanbul içinde bulunmanız, avukatınızla fiziksel görüşmeler yapmayı, belge alışverişini ve genel iletişimi kolaylaştırır. Bu durum, özellikle acil müdahale gerektiren gözaltı veya tutuklama durumlarında büyük önem taşır.
  • Bağlantılar ve Ağlar: Yerel bir avukat, İstanbul’daki yargı camiası içinde (savcılar, hakimler, diğer avukatlar) belirli bir tanınırlığa ve ilişki ağına sahip olabilir. Bu durum, davanın takibinde bir avantaj sağlayabilir.

 

Neden Avukat Turgut Boy?

Avukat ve Arabulucu Turgut Boy, İstanbul Küçükçekmece’deki hukuk bürosunda, şirketlerin hukuki süreçlerini etkin bir şekilde yönetmelerine ve ticari risklerini en aza indirmelerine yardımcı olmaktadır. Ticari sözleşmelerin hazırlanması, uyuşmazlıkların çözümü, şirket kuruluş işlemleri ve dava takibi gibi geniş bir hizmet yelpazesi sunmaktadır. Ayrıca, önleyici hukuk stratejileri geliştirerek, işletmelerin gelecekte karşılaşabilecekleri hukuki sorunları minimize etmeyi hedeflemektedir. Profesyonel ve güvenilir hukuki destek için Şişli Avukat Turgut Boy ile iletişime geçebilirsiniz.

Adres: Cennet Mah. Hürriyet Yürüyüş Yolu Cad. No:71 Kat:1 D:6, Küçükçekmece, İstanbul

Telefon: +90 507 752 67 39

E-posta: info@turgutboy.av.tr

Hukuki Danışmanlık Süreci

Şişli Avukat ve Arabulucu Turgut Boy, İstanbul Küçükçekmece’deki hukuk bürosunda, farklı şehir veya ülkelerde bulunan müvekkillerine çevrimiçi platformlar aracılığıyla hukuki danışmanlık hizmeti sunmaktadır. Zoom, Skype ve WhatsApp gibi uygulamalar üzerinden gerçekleştirilen bu hizmet, erişim kolaylığı, esneklik ve gizlilik açısından önemli avantajlar sağlamaktadır.

Hafta içi her gün 09:00-18:00 arasında hizmet verilebilmektedir bunun yanında randevu veya acil durumlar için ilgili iletişim kanallarından iletişime geçebilirsiniz.

 

Çevrimiçi hukuki danışmanlık hizmeti alma adımları:

İletişim Kurun: Telefon veya e-posta yoluyla hukuki danışmanlık talebinizi iletin.

Bilgi ve Belgeleri Paylaşın: Hukuki sorununuzun detaylarını ve ilgili belgeleri avukatla paylaşın.

Randevu Planlayın: Sizin ve Avukat Turgut Boy’un uygun olduğu tarih ve saate göre randevu oluşturun.

Ücretlendirme ve Ödeme: Türkiye Barolar Birliği tarafından belirlenen hukuki danışmanlık hizmeti ücreti konusunda bilgilendirilin ve ödeme işlemini gerçekleştirin.

Görüşmeyi Gerçekleştirin: Belirlenen gün ve saatte çevrimiçi toplantıyı yaparak hukuki probleminiz hakkında detaylı bilgi alın ve sorularınıza yanıt bulun.

 

Hukuki Danışmanlık Hizmeti Ücreti

Hukuki danışmanlık hizmeti ücretleri Türkiye barolar Birliği askeri ücret tarifesi gereğince danışmanlık ücreti çerçevesinde yapılır. Hukuki danışmanlık hizmeti ücretsiz yapılamaz. Türkiye Barolar Birliği tarafından her sene avukatlık askeri ücret tarifesi yayınlanır ve bu tarife danışmanlık hizmetlerinde asgari bir alt sınır çizmektedir. Avukatlar bu tarifeye bağlı oldukları için yaptıkları işe öngörecekleri ücret bu tarife de belirlenen ücretin altında olamaz.

 

Sıkça Sorulan Sorular (SSS)

1.      Dolandırıcılık Suçunda Zamanaşımı Süreleri Nelerdir?

Dolandırıcılık suçlarında üç temel zamanaşımı süresi bulunur:

  • Şikayet Zamanaşımı: Nitelikli dolandırıcılık suçunda şikayet zamanaşımı yoktur. Suçu veya faili öğrendiğiniz anda savcılığa suç duyurusunda bulunabilirsiniz. Ancak, Yargıtay uygulamalarına göre bazı istisnai durumlarda, dolandırıcılığın “bir hukuki ilişkiye dayanan alacağı tahsil amacıyla” işlenmesi halinde, bu suç şikayete bağlı hale gelebilir ve bu durumda 6 aylık bir şikayet süresi söz konusu olabilir.
  • Dava Zamanaşımı: Nitelikli dolandırıcılık suçunun dava zamanaşımı süresi 15 yıldır. Bu süre içinde kamu davasının açılması ve sonuçlandırılması gerekir. Bu süre geçtikten sonra dava düşer ve fail yargılanamaz.
  • Ceza Zamanaşımı: Verilen hapis cezasının infazına ilişkin olan ceza zamanaşımı süresi ise 20 yıldır. Bu süre geçtikten sonra mahkûmiyet hükmü infaz edilemez.

 

2.      Nitelikli Dolandırıcılıkta Şikayetten Vazgeçme Davanın Seyrini Etkiler mi?

Nitelikli dolandırıcılık suçu, kural olarak şikayete bağlı bir suç değildir. Bu, mağdur şikayetçi olmasa bile savcılığın suçu öğrendiği anda kendiliğinden soruşturma başlatması gerektiği anlamına gelir. Dolayısıyla, mağdurun şikayetinden vazgeçmesi, genellikle kamu davasının devam etmesini engellemez. Mahkeme, delillerin durumuna göre yargılamaya devam eder ve failin cezalandırılmasına karar verebilir.

Ancak, Türk Ceza Kanunu’nun 167/2 maddesinde belirtilen bazı özel durumlar (örneğin, suçun üstsoy veya altsoy gibi belirli akrabalar aleyhine işlenmesi) söz konusuysa, nitelikli dolandırıcılık suçu da şikayete tabi hale gelebilir. Bu gibi istisnai hallerde şikayetten vazgeçme, davanın düşmesine neden olabilir.

 

3.      Dolandırıcılıkta Etkin Pişmanlık Hükümleri Nasıl Uygulanır?

Etkin pişmanlık, suç tamamlandıktan sonra failin kendi isteğiyle pişmanlık göstererek mağdurun zararını tamamen veya kısmen gidermesi durumunda uygulanan bir ceza indirimi nedenidir. Nitelikli dolandırıcılık suçunda da etkin pişmanlık hükümleri uygulanabilir. İndirim oranları, zararın hangi aşamada giderildiğine göre değişir:

  • Soruşturma Aşamasında: Eğer fail, soruşturma aşamasında (yani dava açılmadan önce) mağdurun zararını tamamen giderirse, cezadan üçte iki oranında indirim yapılır.
  • Kovuşturma Aşamasında: Failin, kovuşturma aşamasında (yani dava açıldıktan sonra mahkeme sürecinde) mağdurun zararını tamamen gidermesi halinde ise cezasında yarı oranında indirim uygulanır.

Zararın kısmen giderilmesi durumunda ise indirim oranları daha düşük olabilir. Etkin pişmanlık, hem fail için önemli bir cezai indirim sağlarken, hem de mağdurun zararının telafi edilmesi açısından önemlidir.

 

4.      Dolandırıcılık Suçunda Görevli ve Yetkili Mahkeme Neresidir?

Dolandırıcılık suçunda yetkili ve görevli mahkeme şu şekilde belirlenir:

  • Görevli Mahkeme: Nitelikli dolandırıcılık suçu davalarına bakmakla görevli mahkeme, Ağır Ceza Mahkemesi’dir. Suçun niteliği ve öngörülen ceza miktarı nedeniyle bu davalar Ağır Ceza Mahkemeleri’nde görülür.
  • Yetkili Mahkeme: Suçun işlendiği yer mahkemesi yetkilidir. Genellikle, şüphelinin haksız menfaati temin ettiği yerdeki Cumhuriyet Başsavcılığı ve Ağır Ceza Mahkemesi Eğer haksız menfaatin nerede temin edildiği bilinmiyorsa, mağduriyetin yaşandığı yerin Cumhuriyet Başsavcılığı ve Ağır Ceza Mahkemesi yetkili olacaktır. Örneğin, İstanbul’da bir banka hesabına gönderilen para Bakırköy’deki bir ATM’den çekildiyse, Bakırköy Ağır Ceza Mahkemesi yetkili olacaktır.

 

5.      Dolandırıcılık Suçu Nedeniyle Manevi Tazminat Davası Açılabilir mi?

Evet, dolandırıcılık suçu nedeniyle maddi zarara uğrayan mağdurlar, aynı zamanda yaşadıkları manevi üzüntü ve yıpranma nedeniyle manevi tazminat davası açabilirler. Dolandırıcılık, haksız bir fiil teşkil ettiğinden, bu fiil sonucunda mağdurun kişilik haklarının zedelenmesi veya derin bir üzüntü yaşaması durumunda manevi tazminat talep etme hakkı doğar. Manevi tazminat miktarı, mahkeme tarafından olayın niteliği, tarafların durumu ve mağdurun yaşadığı manevi zararın boyutu göz önünde bulundurularak takdir edilir.

 

6.      İstanbul’da Dolandırıcılık Avukatı Ücretleri Nasıl Belirlenir?

İstanbul’da dolandırıcılık davalarında avukat ücretleri, Türkiye Barolar Birliği tarafından her yıl yayımlanan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin altında olmamak kaydıyla, avukat ile müvekkil arasında serbestçe belirlenir. Ücretlendirme üzerinde etkili olan faktörler şunlardır:

  • Davanın Karmaşıklığı: Olayın niteliği, delillerin çokluğu, şüpheli/sanık sayısının fazlalığı gibi faktörler davanın karmaşıklığını artırır.
  • Harcanacak Mesai ve Zaman: Dava dosyasının büyüklüğü, yapılacak araştırmaların yoğunluğu ve duruşma sayısının fazlalığı, avukatın harcayacağı mesaiyi etkiler.
  • Davanın Sonucuna Etkisi: Özellikle büyük maddi menfaatlerin söz konusu olduğu dolandırıcılık davalarında, avukatın sağlayacağı hukuki destek, müvekkilin maddi kaybını geri kazanmasında veya ciddi bir cezadan kurtulmasında belirleyici olabilir.
  • Avukatın Deneyimi ve Uzmanlığı: Dolandırıcılık davalarında uzmanlaşmış ve deneyimli bir avukatın talep edeceği ücret, genel avukatlık hizmetlerine göre farklılık gösterebilir.

Yorum Yap

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

WHATSAPP
HEMEN ARAYIN