Dolandırıcılık Savunma Stratejileri
Dolandırıcılık savunmasına geçmeden önce , Türk Ceza Kanunu’nda (TCK) hem basit (TCK m.157) hem de nitelikli (TCK m.158) halleriyle düzenlenen, ciddi hukuki sonuçları olan bir fiildir. Bu suçlamayla karşı karşıya kalmak, bireyin hayatında derin endişelere ve belirsizliklere yol açabilir. Ancak doğru bir savunma stratejisi ve deneyimli bir ceza avukatı ile bu zorlu sürecin üstesinden gelmek mümkündür.
Bu blog yazısında, dolandırıcılık suçlamalarına karşı geliştirilebilecek başarılı savunma stratejilerini, hukuki unsurları temel alarak detaylı ve kapsamlı bir şekilde ele alacağız.
Dolandırıcılık Suçunun Temel Unsurları ve Savunma Alanları
Başarılı bir savunma geliştirmek için öncelikle dolandırıcılık suçunun hukuki unsurlarını iyi anlamak gerekir. TCK’ya göre dolandırıcılık, bir kimsenin hileli davranışlarla başka bir kimseyi aldatması ve bu aldatma sonucunda aldatılanın veya üçüncü bir kişinin zararına olarak, kendisine veya başkasına haksız bir menfaat sağlaması ile oluşur. Bu unsurlardan herhangi birinin gerçekleşmemesi, savunma için önemli bir dayanak oluşturur.
Savunma stratejileri genellikle aşağıdaki unsurların yokluğunu veya ispat yetersizliğini hedef alır:
- Hileli Davranış: Mağduru yanıltmaya yönelik kasten sergilenen aldatıcı eylemler.
- Aldatma (Yanılma): Hileli davranışların mağdur üzerinde bir yanılgı oluşturması ve mağdurun bu yanılgı sonucu işlem yapması.
- Kast: Sanığın mağduru aldatma ve haksız menfaat sağlama niyetiyle hareket etmesi (dolandırıcılık kastı).
- Zarar ve Haksız Menfaat: Aldatma sonucunda mağdurun maddi/manevi zarara uğraması ve sanığın/başkasının haksız bir menfaat elde etmesi.
- İlliyet Bağı: Hileli davranışlar ile aldatma, zarar ve menfaat arasında doğrudan bir neden-sonuç ilişkisinin bulunması.
Başarılı Savunma Stratejileri ve Uygulama Alanları
1. Kastın Yokluğuna Odaklanmak
Dolandırıcılık suçu, kasten işlenebilen bir suçtur. Yani, sanığın mağduru bilerek ve isteyerek aldatma, yanıltma ve bu yolla haksız menfaat elde etme niyeti olmalıdır. Savunmanın en temel ve güçlü yollarından biri, bu kastın bulunmadığını ispatlamaya çalışmaktır.
- Sözleşmesel Uyuşmazlıklar: Özellikle ticari ilişkilerde, bir tarafın edimini yerine getirememesi veya geciktirmesi her zaman dolandırıcılık olarak yorumlanmamalıdır. Eğer eylem, bir borç ilişkisinin gereğini yerine getirememe veya bir sözleşmenin ihlali niteliğindeyse, bu durum hukuk davasının konusu olup, ceza hukuku kapsamında dolandırıcılık olarak değerlendirilemez. Ödeme güçlüğüne düşen veya işleri ters giden bir tacirin, borcunu ödeyememesi, dolandırıcılık kastı taşıdığı anlamına gelmez.
- Yanılma veya Hata: Sanığın, verdiği bilgilerin yanlış olduğunu bilmediği, bir hata veya eksik bilgiden kaynaklandığı savunulabilir. Burada önemli olan, sanığın bilgisinin veya davranışının kasıtlı bir aldatma amacı taşımadığını göstermektir.
- İyi Niyet veya Başka Bir Amaç: Sanığın, mağduru dolandırma kastı olmaksızın, başka bir iyi niyetli amaçla (örneğin, kendi işini kurtarmak, bir sorunu çözmek) hareket ettiğini, ancak olayın beklenmedik şekilde olumsuz sonuçlandığını ileri sürmek.
2. Hileli Davranışın Yokluğunu İddia Etmek
Dolandırıcılık suçunun olmazsa olmaz unsuru hileli davranıştır. Savunma, sanığın davranışlarının mağduru aldatmaya elverişli olmadığını veya hile niteliğinde olmadığını ortaya koyabilir.
- Basit Yalanın Yetersizliği: Yargıtay içtihatlarına göre, basit bir yalan veya abartılı beyan her zaman hile olarak kabul edilmez. Hilenin, mağdurun araştırma ve denetleme imkanını ortadan kaldıracak, onu yanılgıya düşürecek nitelikte olması gerekir. Eğer mağdur, küçük bir araştırma veya dikkatle gerçeği öğrenebilecek durumdaysa ve bunu yapmamışsa, bu durum hile unsurunun zayıflığını gösterir.
- Mağdurun Kendi İhmali: Mağdurun, olağan dikkat ve özeni göstermeyerek kendi zararına yol açtığı, sanığın davranışlarının tek başına zarara yol açmaya yeterli olmadığı savunulabilir. Ancak bu savunma, her olaya uygulanamaz ve somut olayın özelliklerine göre dikkatle değerlendirilmelidir.
- Pasif Davranış: Sanığın aktif bir aldatma eyleminde bulunmadığı, sadece bir durumun yanlış anlaşılmasına pasif olarak izin verdiği ileri sürülebilir.
3. Zarar veya Haksız Menfaat Unsurunun Çürütülmesi
Dolandırıcılık suçunun oluşması için mağdurun zarara uğraması ve/veya sanığın haksız bir menfaat elde etmesi şarttır. Bu unsurlardan birinin veya ikisinin de gerçekleşmediği savunulabilir.
- Zararın Gerçekleşmemesi: Mağdurun iddia ettiği zararın fiilen oluşmadığı veya oluşan zararın sanığın eylemiyle doğrudan ilgili olmadığı kanıtlanabilir. Örneğin, transfer edilen paranın sonradan iade edildiği veya mağdurun başka bir yolla zararını telafi ettiği durumlar.
- Menfaatin Haksız Olmaması: Sanığın elde ettiği menfaatin “haksız” nitelikte olmadığı, yasal bir iş veya hizmet karşılığı elde edildiği ileri sürülebilir.
4. İlliyet Bağının Kesilmesi
Hileli davranış ile mağdurun zararı ve sanığın menfaati arasında doğrudan bir nedensellik bağı bulunmalıdır. Eğer mağdurun zararı, sanığın eylemleri dışında gelişen bağımsız nedenlerden kaynaklanmışsa, bu durum savunma için güçlü bir argüman oluşturur.
- Üçüncü Kişi Faktörü: Zararın, sanığın eylemleri dışında, üçüncü bir kişinin eylemleri veya beklenmedik olaylar zinciri sonucu oluştuğu savunulabilir.
5. Delil Yetersizliği ve “Şüpheden Sanık Yararlanır” İlkesi
Türk Ceza Yargılaması Hukuku’nun temel ilkelerinden biri olan “Şüpheden Sanık Yararlanır” ilkesi, iddia makamının (savcılığın) sanığın suçluluğunu şüpheye yer bırakmayacak şekilde ispat etmesi gerektiği anlamına gelir.
- Kanıtların Çelişkili Olması: İddia makamının sunduğu kanıtlar arasında çelişkilerin bulunması, tanık ifadelerinin tutarsızlığı veya uzman raporlarındaki belirsizlikler, sanık lehine yorumlanabilir.
- Somut Delil Eksikliği: İddianın sadece varsayımlara, şüphelere veya soyut ifadelere dayanması halinde, sanığın beraati talep edilebilir.
- Dijital Kanıtların İncelenmesi: Özellikle online dolandırıcılıkta, dijital kanıtların (IP adresleri, mesajlaşmalar, log kayıtları) elde edilme biçimi ve doğruluğu sorgulanarak delil niteliğinin zayıflatılması hedeflenebilir.
6. Etkin Pişmanlık Hükümlerinin Uygulanması (TCK m.168)
Dolandırıcılık suçu için TCK’da etkin pişmanlık hükümleri uygulanabilir. Bu, suçu işleyen kişinin, suç tamamlandıktan sonra ancak kovuşturma başlamadan önce veya kovuşturma başladıktan sonra ancak hüküm verilmeden önce, mağdurun zararını tamamen gidererek veya mağdurun rızasıyla mağduriyetini ortadan kaldırarak cezasında indirim veya cezasızlık elde edebilmesi anlamına gelir.
- Zararın Giderilmesi: Sanığın gönüllü olarak ve tam anlamıyla mağdurun zararını karşılaması, önemli bir savunma stratejisi olabilir. Bu, hem cezada indirim sağlayabilir hem de sanığın kastının dolandırıcılık değil, belki de geçici bir çözüm arayışı olduğunu destekleyebilir.
Başarılı Bir Savunma İçin Avukatın Önemi
Dolandırıcılık suçlamalarında etkili bir savunma, karmaşık hukuki bilgi, dava tecrübesi ve stratejik düşünme gerektirir. Bu nedenle, bir ceza avukatından hukuki destek almak hayati önem taşır:
- Uzman Hukuki Analiz: Avukat, dosyanızı derinlemesine inceleyerek suçlamanın hukuki dayanaklarını, delillerin gücünü ve olası zayıf noktalarını tespit eder.
- Delil Yönetimi: Lehinize olan delillerin toplanması, aleyhinize olan delillerin hukuka uygunluğunun sorgulanması ve mahkemeye sunulacak argümanların hazırlanması konusunda yol gösterir.
- Stratejik Yol Haritası: Soruşturma aşamasından başlayarak yargılama sürecinin her aşaması için en uygun savunma stratejisini belirler ve uygular.
- Hakların Korunması: Müvekkilinin yasal haklarını (susma hakkı, adil yargılanma hakkı vb.) her aşamada titizlikle korur.
- Etkili Temsil: Duruşmalarda müvekkilini profesyonelce temsil eder, tanık sorgularını yapar ve güçlü hukuki argümanlar sunar.
İstanbul’da Doğru Avukatı Seçmek
Dolandırıcılık davaları, hem maddi hem de manevi açıdan ciddi sonuçlar doğurabileceğinden, bu alanda deneyimli ve güncel yasal düzenlemelere hakim bir avukatla çalışmak büyük önem taşır. İstanbul’da dolandırıcılık davalarına bakan bir avukat arayışındaysanız, avukatın bu tür davalardaki tecrübesini, önceki başarılarını ve size sunabileceği hukuki desteğin kapsamını araştırmanız faydalı olacaktır.
Neden Avukat Turgut Boy?
Avukat ve Arabulucu Turgut Boy, İstanbul Küçükçekmece’deki hukuk bürosunda, şirketlerin hukuki süreçlerini etkin bir şekilde yönetmelerine ve ticari risklerini en aza indirmelerine yardımcı olmaktadır. Ticari sözleşmelerin hazırlanması, uyuşmazlıkların çözümü, şirket kuruluş işlemleri ve dava takibi gibi geniş bir hizmet yelpazesi sunmaktadır. Ayrıca, önleyici hukuk stratejileri geliştirerek, işletmelerin gelecekte karşılaşabilecekleri hukuki sorunları minimize etmeyi hedeflemektedir. Profesyonel ve güvenilir hukuki destek için Şişli Avukat Turgut Boy ile iletişime geçebilirsiniz.
Adres: Cennet Mah. Hürriyet Yürüyüş Yolu Cad. No:71 Kat:1 D:6, Küçükçekmece, İstanbul
Telefon: +90 507 752 67 39
E-posta: info@turgutboy.av.tr
Hukuki Danışmanlık Süreci
Şişli Avukat ve Arabulucu Turgut Boy, İstanbul Küçükçekmece’deki hukuk bürosunda, farklı şehir veya ülkelerde bulunan müvekkillerine çevrimiçi platformlar aracılığıyla hukuki danışmanlık hizmeti sunmaktadır. Zoom, Skype ve WhatsApp gibi uygulamalar üzerinden gerçekleştirilen bu hizmet, erişim kolaylığı, esneklik ve gizlilik açısından önemli avantajlar sağlamaktadır.
Hafta içi her gün 09:00-18:00 arasında hizmet verilebilmektedir bunun yanında randevu veya acil durumlar için ilgili iletişim kanallarından iletişime geçebilirsiniz.
Çevrimiçi hukuki danışmanlık hizmeti alma adımları:
İletişim Kurun: Telefon veya e-posta yoluyla hukuki danışmanlık talebinizi iletin.
Bilgi ve Belgeleri Paylaşın: Hukuki sorununuzun detaylarını ve ilgili belgeleri avukatla paylaşın.
Randevu Planlayın: Sizin ve Avukat Turgut Boy’un uygun olduğu tarih ve saate göre randevu oluşturun.
Ücretlendirme ve Ödeme: Türkiye Barolar Birliği tarafından belirlenen hukuki danışmanlık hizmeti ücreti konusunda bilgilendirilin ve ödeme işlemini gerçekleştirin.
Görüşmeyi Gerçekleştirin: Belirlenen gün ve saatte çevrimiçi toplantıyı yaparak hukuki probleminiz hakkında detaylı bilgi alın ve sorularınıza yanıt bulun.
Hukuki Danışmanlık Hizmeti Ücreti
Hukuki danışmanlık hizmeti ücretleri Türkiye barolar Birliği askeri ücret tarifesi gereğince danışmanlık ücreti çerçevesinde yapılır. Hukuki danışmanlık hizmeti ücretsiz yapılamaz. Türkiye Barolar Birliği tarafından her sene avukatlık askeri ücret tarifesi yayınlanır ve bu tarife danışmanlık hizmetlerinde asgari bir alt sınır çizmektedir. Avukatlar bu tarifeye bağlı oldukları için yaptıkları işe öngörecekleri ücret bu tarife de belirlenen ücretin altında olamaz.
