Dolandırıcılık Suçlamasında Savunma Stratejileri- 0507 752 67 39

dolandırıcılık

Dolandırıcılık Suçlamasına Karşı Savunma Stratejileri

dolandırıcılık

Dolandırıcılık suçuyla itham edilmek, kişinin hayatını derinden etkileyebilecek ciddi bir durumdur. Türk Ceza Kanunu’nun 157 ve 158. maddelerinde düzenlenen bu suç, hapis cezasından adli para cezasına, hatta nitelikli hallerde çok daha ağır yaptırımlara kadar geniş bir yelpazede sonuçlar doğurabilir. Eğer kendinizi böyle bir itham altında bulduysanız, doğru savunma stratejilerini belirlemek hayati önem taşır. Bu blog yazısında, dolandırıcılık suçlamasına karşı uygulanabilecek temel savunma stratejilerini kapsamlı ve detaylı bir şekilde ele alacağız.

 

Dolandırıcılık Suçunun Unsurları: Neyi Savunuyoruz?

Öncelikle, dolandırıcılık suçunun yasal tanımını ve unsurlarını anlamak, savunmanın temelini oluşturur. Türk Ceza Kanunu’na göre dolandırıcılık suçu, bir kimsenin hileli davranışlarla başka bir kimseyi aldatması ve bu aldatma sonucunda aldatılanın veya üçüncü bir kişinin zararına olarak, kendisine veya başkasına haksız bir menfaat sağlaması ile oluşur. Bu unsurların her biri, savunma için birer kapı aralayabilir:

  • Hileli Davranış: Sanığın mağduru aldatmaya yönelik kasıtlı hareketleri.
  • Aldatma: Hileli davranışların mağdur üzerinde bir yanılgı oluşturması.
  • Mağdurun Zararı / Sanığın Menfaati: Aldatma sonucunda mağdurun maddi veya manevi bir zarara uğraması ve sanığın veya başkasının haksız bir menfaat elde etmesi.
  • İlliyet Bağı: Hileli davranışlar ile aldatma, zarar ve menfaat arasında bir neden-sonuç ilişkisinin bulunması.
  • Kast: Sanığın dolandırıcılık yapma kastıyla hareket etmesi.

Savunma stratejileri, genellikle bu unsurlardan birinin veya birkaçının gerçekleşmediğini ispatlamaya odaklanır.

 

Temel Savunma Stratejileri ve Detayları

Dolandırıcılık suçlamasına karşı geliştirilebilecek savunma stratejileri, somut olayın koşullarına göre değişiklik gösterse de, genel olarak aşağıdaki başlıklar altında incelenebilir:

1. Kastın Yokluğu (Kasıt Yoktu)

Dolandırıcılık suçu, kastla işlenebilen bir suçtur. Yani, suçu işleyen kişinin mağduru aldatma ve haksız menfaat sağlama niyeti olması gerekir. Savunmanın en temel ve sıkça başvurulan yollarından biri, bu kastın bulunmadığını iddia etmek ve ispatlamaya çalışmaktır.

  • Yanılma/Hata: Sanık, yaptığı davranışın dolandırıcılık teşkil ettiğini veya mağduru yanıltma amacı taşımadığını iddia edebilir. Örneğin, yanlış bilgi verdiğini ancak bunun kasıtlı bir aldatma olmadığını, sadece bir hata veya eksik bilgiden kaynaklandığını öne sürebilir.
  • İş İlişkisinden Doğan Uyuşmazlık: Özellikle ticari ilişkilerde, taraflar arasındaki anlaşmazlıklar bazen dolandırıcılık olarak algılanabilir. Ancak burada kastedilen şey, bir edimin zamanında veya eksik yerine getirilmesi gibi sözleşmesel bir ihtilaf olup, kasıtlı bir aldatma amacı taşımadığı savunulabilir. Borcunu ödeyemeyen birinin, borcunu ödemeyecek olmasına rağmen sözleşme yapması, her zaman dolandırıcılık kastı taşımaz; bu, ödeme güçlüğünden kaynaklanan bir durum olabilir.
  • İyi Niyet: Sanığın, mağdurun zararına değil, kendi işlerini yoluna koyma veya bir sorunu çözme gibi iyi niyetli bir amaçla hareket ettiğini, ancak durumun beklenmedik şekilde kötüleştiğini ileri sürmesi.

2. Hileli Davranışın Yokluğu

Dolandırıcılık suçunun en belirgin unsuru hileli davranıştır. Savunma, sanığın davranışlarının bir aldatma aracı olarak kullanılabilecek nitelikte olmadığını veya mağduru aldatmaya yeterli olmadığını iddia edebilir.

  • Basit Yalanın Hile Sayılmaması: Yargıtay kararlarına göre, basit bir yalan her zaman hileli davranış olarak kabul edilmez. Hilenin, mağduru denetim imkanından yoksun bırakacak, onun araştırmasını engelleyecek veya yanılgıya düşürecek nitelikte olması gerekir. Eğer mağdur, küçük bir araştırma ile gerçeği öğrenebilecek durumdaysa ve bunu yapmamışsa, bu durum hilenin yeterliliği konusunda bir savunma noktası olabilir.
  • Aktif Bir Aldatma Eyleminin Yokluğu: Sanığın aktif olarak bir aldatma eyleminde bulunmadığı, sadece mağdurun kendi yanılgısı veya ihmali sonucu zarara uğradığı savunulabilir. Örneğin, pasif bir duruş sergileyerek yanlış anlaşılmaya neden olunması ile aktif bir aldatma eylemi farklı değerlendirilebilir.
  • Mağdurun Kendi İhmali: Mağdurun, olağan dikkat ve özeni göstermeyerek kendi zararına yol açtığı, sanığın davranışlarının tek başına zarara yol açmaya yeterli olmadığı ileri sürülebilir. Ancak bu savunma, her zaman geçerli olmayıp, somut olayın özelliklerine göre dikkatle değerlendirilmelidir.

3. Zarar veya Haksız Menfaatin Yokluğu

Dolandırıcılık suçunun oluşması için mağdurun zarara uğraması ve/veya sanığın haksız menfaat sağlaması şarttır. Bu unsurlardan birinin veya ikisinin de gerçekleşmediği savunulabilir.

  • Zararın Oluşmaması: Mağdurun iddia ettiği zararın gerçekte oluşmadığı veya sanığın eylemiyle doğrudan ilgili olmadığı ileri sürülebilir. Örneğin, transfer edilen paranın sonradan iade edildiği veya mağdurun başka bir kaynaktan zararını karşıladığı durumlarda bu savunma geçerli olabilir.
  • Haksız Menfaatin Yokluğu: Sanığın eylemi sonucunda kendisine veya başkasına bir haksız menfaat sağlanmadığı savunulabilir. Belki bir menfaat elde edilmiştir ancak bunun “haksız” olmadığı veya elde edilen menfaatin suça konu eylemle doğrudan bağlantılı olmadığı iddia edilebilir.

4. İlliyet Bağının Kesilmesi

Hileli davranış ile zarar ve menfaat arasında nedensellik bağı bulunması şarttır. Eğer mağdurun zararı, sanığın eylemleri dışında başka bir nedenden kaynaklanmışsa veya hileli davranışlar ile zarar arasında doğrudan bir bağlantı kurulamıyorsa, bu durum bir savunma noktası olabilir.

  • Bağımsız Nedenler: Mağdurun zarara uğramasının, sanığın fiili dışında gelişen bağımsız olaylardan kaynaklandığı ileri sürülebilir.

5. Delil Yetersizliği ve Şüpheden Sanık Yararlanır İlkesi

Hukuk sistemimizde, suçluluğu ispat edilene kadar herkes masumdur ilkesi geçerlidir. Dolandırıcılık suçlamasında, iddia makamının (savcılık) sanığın suçluluğunu şüpheye yer bırakmayacak şekilde ispat etmesi gerekir. Eğer sunulan deliller yetersizse veya sanığın suçluluğu konusunda şüpheler varsa, bu durum sanık lehine yorumlanır.

  • Tanık İfadeleri: Tanıkların çelişkili veya güvenilmez ifadeleri,
  • Belge İncelemeleri: Sunulan belgelerin sahteliği veya yetersizliği,
  • Çelişkili Kanıtlar: İddia makamının sunduğu kanıtlar arasında çelişkilerin bulunması,
  • Somut Delil Yokluğu: İddianın sadece varsayımlara veya şüpheye dayanması.

Bu durumlarda, “şüpheden sanık yararlanır” ilkesi gereği beraat kararı verilebilir.

6. Etkin Pişmanlık (TCK Madde 168)

Dolandırıcılık suçu için Türk Ceza Kanunu’nda etkin pişmanlık hükümleri uygulanabilir. Eğer suç tamamlandıktan sonra ancak kovuşturma başlamadan önce veya kovuşturma başladıktan sonra ancak hüküm verilmeden önce, mağdurun zararını tamamen gideren veya mağdurun rızasıyla mağduriyetini ortadan kaldıran sanık hakkında cezada indirim veya cezasızlık söz konusu olabilir.

  • Gönüllü Telafi: Zararın gönüllü olarak ve zamanında giderilmesi, önemli bir savunma stratejisi olabilir. Bu, sanığın iyi niyetini ve suça yönelik kastının olmadığını da destekleyebilir.

 

Savunma Sürecinde Dikkat Edilmesi Gerekenler

  • Sessiz Kalma Hakkı: Kendinize karşı delil üretme zorunluluğunuz yoktur. Susma hakkınızı kullanabilirsiniz. Ancak bu hakkı nasıl kullanacağınız konusunda avukatınızla mutlaka görüşün.
  • Hukuki Destek Alın: Dolandırıcılık gibi karmaşık suçlamalarda, deneyimli bir ceza avukatından hukuki yardım almak vazgeçilmezdir. Avukatınız, dosyanızı inceleyerek size özel bir savunma stratejisi belirleyecek, delilleri değerlendirecek, yasal süreçler hakkında sizi bilgilendirecek ve duruşmalarda haklarınızı savunacaktır.
  • Delilleri Toplayın: Hakkınızdaki iddiaları çürütecek veya lehinize olabilecek tüm belgeleri, yazışmaları, tanık isimlerini ve diğer kanıtları titizlikle toplayın ve avukatınızla paylaşın.
  • Doğru İfade Verin: Kolluk veya savcılıkta ifade verirken, doğru, net ve çelişkisiz bir ifade vermeye özen gösterin. İfadenizi avukatınızla birlikte hazırlamanız en doğrusudur.
  • İletişimden Kaçının: Suçlamaya konu olan kişi veya kişilerle (mağdur dahil) avukatınızın bilgisi dışında iletişim kurmaktan kaçının. Bu durum, aleyhinize delil olarak kullanılabilir.

 

Dolandırıcılık suçlamasıyla karşı karşıya kalmak korkutucu olabilir, ancak doğru bir hukuki destek ve stratejik bir savunma ile bu zorlu sürecin üstesinden gelinebilir. Unutmayın, her dava kendine özgüdür ve en etkili savunma, somut olayın tüm detayları dikkate alınarak geliştirilir. Bu nedenle, mümkün olan en kısa sürede bir avukatla iletişime geçmek, atacağınız en akıllıca adım olacaktır.

 

İstanbul’da Doğru Avukatı Seçmek

Dolandırıcılık davaları, hem maddi hem de manevi açıdan ciddi sonuçlar doğurabileceğinden, bu alanda deneyimli ve güncel yasal düzenlemelere hakim bir avukatla çalışmak büyük önem taşır. İstanbul’da dolandırıcılık davalarına bakan bir avukat arayışındaysanız, avukatın bu tür davalardaki tecrübesini, önceki başarılarını ve size sunabileceği hukuki desteğin kapsamını araştırmanız faydalı olacaktır.

 

Neden Avukat Turgut Boy?

Avukat ve Arabulucu Turgut Boy, İstanbul Küçükçekmece’deki hukuk bürosunda, şirketlerin hukuki süreçlerini etkin bir şekilde yönetmelerine ve ticari risklerini en aza indirmelerine yardımcı olmaktadır. Ticari sözleşmelerin hazırlanması, uyuşmazlıkların çözümü, şirket kuruluş işlemleri ve dava takibi gibi geniş bir hizmet yelpazesi sunmaktadır. Ayrıca, önleyici hukuk stratejileri geliştirerek, işletmelerin gelecekte karşılaşabilecekleri hukuki sorunları minimize etmeyi hedeflemektedir. Profesyonel ve güvenilir hukuki destek için Şişli Avukat Turgut Boy ile iletişime geçebilirsiniz.

Adres: Cennet Mah. Hürriyet Yürüyüş Yolu Cad. No:71 Kat:1 D:6, Küçükçekmece, İstanbul

Telefon: +90 507 752 67 39

E-posta: info@turgutboy.av.tr

Hukuki Danışmanlık Süreci

Avukat ve Arabulucu Turgut Boy, İstanbul Küçükçekmece’deki hukuk bürosunda, farklı şehir veya ülkelerde bulunan müvekkillerine çevrimiçi platformlar aracılığıyla hukuki danışmanlık hizmeti sunmaktadır. Zoom, Skype ve WhatsApp gibi uygulamalar üzerinden gerçekleştirilen bu hizmet, erişim kolaylığı, esneklik ve gizlilik açısından önemli avantajlar sağlamaktadır.

Hafta içi her gün 09:00-18:00 arasında hizmet verilebilmektedir bunun yanında randevu veya acil durumlar için ilgili iletişim kanallarından iletişime geçebilirsiniz.

 

Çevrimiçi hukuki danışmanlık hizmeti alma adımları:

İletişim Kurun: Telefon veya e-posta yoluyla hukuki danışmanlık talebinizi iletin.

Bilgi ve Belgeleri Paylaşın: Hukuki sorununuzun detaylarını ve ilgili belgeleri avukatla paylaşın.

Randevu Planlayın: Sizin ve Avukat Turgut Boy’un uygun olduğu tarih ve saate göre randevu oluşturun.

Ücretlendirme ve Ödeme: Türkiye Barolar Birliği tarafından belirlenen hukuki danışmanlık hizmeti ücreti konusunda bilgilendirilin ve ödeme işlemini gerçekleştirin.

Görüşmeyi Gerçekleştirin: Belirlenen gün ve saatte çevrimiçi toplantıyı yaparak hukuki probleminiz hakkında detaylı bilgi alın ve sorularınıza yanıt bulun.

 

Hukuki Danışmanlık Hizmeti Ücreti

Hukuki danışmanlık hizmeti ücretleri Türkiye barolar Birliği askeri ücret tarifesi gereğince danışmanlık ücreti çerçevesinde yapılır. Hukuki danışmanlık hizmeti ücretsiz yapılamaz. Türkiye Barolar Birliği tarafından her sene avukatlık askeri ücret tarifesi yayınlanır ve bu tarife danışmanlık hizmetlerinde asgari bir alt sınır çizmektedir. Avukatlar bu tarifeye bağlı oldukları için yaptıkları işe öngörecekleri ücret bu tarife de belirlenen ücretin altında olamaz.

Yorum Yap

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

WHATSAPP
HEMEN ARAYIN